A1 Capital: Alışılmadık derecede yüksek "belirsizlik"

İstanbul, 20 Mart (Hibya) - A1 Capital, yurt dışından beklenen ABD Merkez Bankasının politika faizini yüzde 4,25-yüzde 4,50 aralığında tutarken, 2025'te iki faiz indirimi öngördüğünü bildirdi.

A1 Capital: Alışılmadık derecede yüksek

A1 Capital'in değerlendirmesinde, yurt dışından beklenen FED kararının geldiği ifade edildi. ABD Merkez Bankasının politika faizini yüzde 4,25-yüzde 4,50 aralığında tutarken, 2025'te iki faiz indirimi öngördüğü belirtilirken değerlendirmede şu bilgilere yer verildi:

"Fed yetkilileri artık tercih ettikleri enflasyon ölçüsünün Aralık ayında beklenen yüzde 2,5'lik hıza kıyasla yılı yüzde 2,7'de tamamlayacağını, bu yıl için ekonomik büyüme beklentilerini önceki yüzde 2,1'den yüzde 1,7'ye düşürürken, yılsonuna doğru işsizliğin biraz daha artacağı tahmin ediliyor. Fed ayrıca, niceliksel sıkılaştırma olarak bilinen bir süreç olan 6,81 trilyon dolarlık bilançosundaki devam eden küçülmeyi yavaşlatacağını duyurdu. 

"Fed, politika "karmaşası" nedeniyle genel hissiyatın gerilediğini ve fiyatların en azından kısmen ve belki de büyük ölçüde Başkan Trump'ın ABD'li ticaret ortaklarından ithalata vergi koyma planları nedeniyle beklenenden daha hızlı artacağının tahmin edildiğini, ABD ekonomisini daha yavaş büyümesini beklediğini, "alışılmadık derecede yüksek" belirsizlik döneminde gelecekte ne olacağı konusunda tahminde bulunmak zorunda kaldığını, genel ekonomik verilerin sağlam kaldığını mevcut işsizlik oranının yüzde 4,1 olduğunu ve iş piyasasının kabaca dengede kaldığı hissine işaret etti. Son politika ve ekonomik projeksiyonlarla birlikte açıklanan veriler, Fed yetkililerinin neredeyse oybirliğiyle görünümün normalden daha az kesin olduğu ve Fed'in 28-29 Ocak toplantısında dengeli kabul edilen risklerin artık daha yavaş büyümeye, daha yüksek işsizlik oranına ve daha yüksek enflasyona doğru yöneldiği konusunda hemfikir olduğunu gösterdi. 

"Fed'in önümüzdeki üç yıla ilişkin medyan görünümü gerçekleşirse, bu, en azından eski Başkan Obama'nın Beyaz Saray'daki ilk döneminden ve 2007-2009 durgunluğundan yavaş toparlanmadan bu yana en zayıf üç yıllık ekonomik büyüme dönemi olacak. Powell, ekonomistlerin dış şokları tanımlamak için kullandıkları bir terimi kullanarak, "Şu anda dışsal bir kaynaktan gelen enflasyon var" dedi. Bu durumda, Trump'ın tüm planlarını uygulaması durumunda, ithalattaki ortalama vergi oranını Büyük Buhran'dan bu yana görülmemiş seviyelere çıkarabilecek tarifeler söz konusu olabilir.

"Powell, Trump yönetiminin ilk haftalarında enflasyon beklentilerine ilişkin bazı ölçütlerin yükselmiş olmasına rağmen, Fed'in politika hedeflerine ulaşmak için en önemli gördüğü uzun vadeli önlemlerin "çok fazla değişmediğini", ayrıca zayıf büyümenin daha yüksek işsizliğe yol açıp açmayacağının izleneceğini ve her iki durumda da FED’in harekete geçmeye hazır olduğunu, enflasyonun daha kalıcı olması durumunda politikayı daha sıkı tutacağını, işsizlik artmaya başlarsa ise politikayı gevşeteceğini yineledi. Powell, Fed'in iki hedefinin şu ana kadar çelişmediğini, bu nedenle faiz kararlarında kendisine bir miktar hareket alanı tanıdığını söyledi. 

"Fed'in politika açıklamasının yayınlanmasının ardından piyasalar kazançlarını hafifçe artırdı, DXY önceki kazanımlarının bir kısmını geri verdi ve ABD Hazine tahvil faizleri gevşedi. LSEG tahminlerine göre, ABD faiz oranı vadeli işlemleri yatırımcıları, Fed'in Haziran ayındaki toplantısında faiz indirimlerine devam etme olasılığının yüzde 62'nin biraz üzerinde olduğunu öngörüyor. Bu oran, politika açıklaması ve projeksiyonların yayınlanmasından önce yüzde 57 idi. 

"ABD Merkez Bankası'nın bu yıl iki olası faiz indirimine işaret etmesinin ardından altın fiyatları tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı. Gümrük vergisi belirsizliği, faiz indirimi olasılıkları ve Orta Doğu'da gerginliğin yeniden başlaması, altının yükselişine katkıda bulunarak külçe altının 2025'te şu ana kadar 16 rekor seviyeye ulaşmasını sağladı ki bunlardan dördü 3.000 dolar sınırının üzerinde gerçekleşti sonuç olarak Spot altın, 3.055 dolar ile tüm zamanların en yüksek seviyesini gördükten sonra ons başına 3.048 dolardan işlem görmekte.

"Çin, Mart ayında beşinci ay üst üste referans kredi faiz oranlarını Bir yıllık LPR oranı yüzde 3,1 seviyesinde ve beş yıllık LPR oranı yüzde 3,6 seviyesinde sabit sabit tutarak piyasa beklentilerini karşıladı. Merkez bankasının bu yıl "uygun şekilde gevşek" bir para politikası duruşuna geçmesine rağmen, ekonomik toparlanmanın ivme kazandığına dair erken işaretler ve kredi verenler için kar marjlarının sürekli olarak daralması, daha fazla gevşetme önlemi alma aciliyetini azalttı. Çin Halk Bankası (PBOC) geçen hafta uygun zamanda faiz oranlarını ve bankaların zorunlu karşılık oranlarını düşüreceğini ve likiditenin bol tutulacağını açıklamıştı. 

"Ve gelelim yurtiçinde gelişmelere. Dün bir süredir AB rüzgarını ve yabancı girişlerini arkasına olarak gözardı edilen iç politik risklerin sert yansımasını gördük. 36,63 olan Usd/TL’nin 41,64’ü, 40,19 olan Euro/TL’nin 44,88’e çıktığını sonrasında basında yer alan haberlere göre 8-9 milyarlık müdaheleyle doların 37,80’e ve euronun da 41,39’dan kapandığını gördük. Hala TL swap kanalı kapalı olduğundan spekülasyon amaçlı hareket değilmiş görünüyor, hanehalkı ve carry için gelenlerin tahvilden çıkıp dolara dönmesi olarak algılandı ve doğal olarak Tahvil faizleri de sert yükseliş gördük. Kur hareketi doğal olarak Merkez bankasının beklentileri dışında, zaten sektörel enflasyon beklentisinde hane halkının beklentisi ocak enflasyonundan sonra artmıştı birde bu atağı firmalar fiyat artışı olarak yansıtırsa (maliyet enflasyonu geçişkenliği) bu sektörel beklentileri yönetmekte Merkezi daha da zorlayacak bir duruma sokacaktır. Bu durumda TCMB’den beklenen 250 baz puanlık indirim beklentisi pas geçilebilir.

"Dün yabancı kaynaklarını yorumlarındaki ana başlıklara baktığımızda gördüklerimiz; yatırımcıların son yıllarda daha ortodoks para politikası sayesinde ekonominin normalleşmesine yoğun bir şekilde yatırım yapmaların karşın, bu sürecin kesintiye uğrayabileceğinden duydukları endişe, - Yabancı sermaye girişlerinin tersine dönme riski, - Lira'nın yaşadığı düşüşün devam etmesi durumunda daha fazla fiyat artışını körükleyerek ve faiz belirleyicileri potansiyel olarak tekrar faiz artırmaya zorlayarak bu süreci tersine çevirmekle tehdit etmesi, - Merkez Bankası'nın enflasyonu düşürme görevini zorlaştıracak ve hükümetin makro reform gündemine ilişkin yatırımcı güvenini sürdürme becerisi hakkında büyük sorular ortaya çıkarma potansiyeli olarak gördük ki bunlar 2025 gündemimizde yer alan konular değildi. Bu çekingenlik ve risklerin peş peşe sıralanması bakalım Temmuz ayındaki not artırım beklentimizi nasıl etkileyecek?

"BIST tarafında ise BIST100’ün tamamı negatif kapandı. BIST 100’deki günlük düşüş 2002’den bu yana TL bazlı en yüksek 5’nci ve dolar bazlı ise 17’nci olarak tarih sayfalarında yerini aldı. Geri alım programlarına getirilen kolaylık bugünkü ana belirleyici olacak bakalım tepki alımı olarak mı günü geçireceğiz yoksa yine negatif seyir mi?"

  Hibya Haber Ajansı